Daha dün gibi, keskin bıçaklarımızı kumda parlattığımız günler. Bir Cumartesi rehaveti var içimde, yine temkinli davranmalıyım boşa geçmemeli bu günüm de.
Yaşamak güzel diyorlar, vardır bir hikmeti, bulup çıkarmalıyım. Başıboş sokaklarda mavralar kesmenin zamanı kaçtı çoktan. Eşim de yok bugün ve yarın ve belki bir hafta… Çocuklar da gitmişken kendi uğraşlarına, kalkıp karıştırmalıyım diyorum evi... Hatta mutfağı, odalarını çocukların. Kadere bak ‘Manavın yaşlısına çocuk baktırırlarmış.’ Benim de evcilliğim belli ki bu yüzden. Bir yanımız manavdır ya...
Kimse
kalmamış ise evde bilinsin ki çok coşkuluyumdur. Sığmaz ciğerlerim
kafesine. Koşar dururum bir o yana, bir o işe veya resime, müziğe. Geceden beridir
kulağımda; diridam dam dam, diridam dam
dam... Sultaniyegah Sirto olmalı ezberlemeliyim, hiç takılmamalı, su olup akmalı
udun tellerinde. Ne keyifli bir parça Sadi Işılay Bey'den. Udun akordu da
müthiş oldu ya, yazarken dahi acele ediyorum bir an önce başlamalıyım. PC'den TRT videolarını açıp ve sıfır hata ile tam eşlik… İşte buu! demeliyim.
Sonra, zaten
akşama yaklaşmış olurum. Kızlar gelir, kimbilir neler yaşadılar gün boyu Istanbul’da
dinlerim… Onlar mutlu iseler ben sevincimden ölürüm, diridam dam dam.
Halil İbrahim Uysal
Halil İbrahim Uysal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder