19 Aralık 2011 Pazartesi

HAMZABEY


Bir eski sokaklarında
Bir tarla kuşlarında kaldı aklım.
Konak Başı'nda olan akşamlarım
Ve bir de kuru tütün yapraklarındayım.
****
Bir sabah uyandırdınız mı hiç,
Uykusundan Hamzabeyi?
Hiç Altıntas’tan gördünüz mü?
Derinliğini gecenin
Ve kıvrılan derenin güzelliğine
Ay düştüğünde duyabildiniz mi?
Bağların kaybolan bereketini
Kaç kişi bilirki..?
Böğürtlen renkli
Topçunun şarabı,
Kimlerin hatırında?
***
Şimdi olsa rahmetli Ekşi Halil,
Koca çınarların altında
 Bir keman taksimi dağılsa sokaklarımıza
Geçmiş kimin umurunda?
Molla Osman, Hatibin İsmel,
Kılıç kalkan oynasa
.....................................?
meydan sinileri kurulsa
düğünler olsa...
Ahmet Hoca, Sıhhıye Halil,
Diz vursa, bıçak savursa,
.................................!..
Hey koca Hamzabey, hey tarihin tezahürü
Taşında ağacında, geçmişin izi var
Her aklıma düştüğünde
Kaçıncı cemre gibi ısınır yüreğim
Ve hiç çıkmadı aklımdan
Harmanların, sefaların
Ve bağ bozumların
Ve gecelerin.

Halil İbrahim Uysal

Hiç yorum yok: